mustafagreen
  fıkralar
 

                                     FIKRALAR

Kül Tablası  


Hitler belasının dünyayı kasıp kavurduğu dönem. Fuhrer emretmiş öyle bir otomobil yapın ki demiş eşi olmasın gerçekten ilginç bir otomobil yaratmışlar su derdi yok az benzinle çok kilometre falan filan adını da halk arabası
-volkswagen koymuşlar ilk arabaya binen Hitler pek beğenmiş, güzel dışardan küçük görünüyor ama buna 5 alman ve 300 Yahudi kolaylıkla sığar. Çekine çekine sormuşlar büyük Fuhrer 5 alman alması doğru iki öne üç arkaya ama 300 Yahudiyi nasıl alacak 5i tamam da oteki 295 yahudi nereye sığacak? Hitler Nereye olacak? demiş otomobilin kül tablasına.

Ampul  


Burasi Turkiye; Olayın kahramanları, iki üniversite öğrencisi. Koyu geyik muhabbetinin döndüğü akşamlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer. Delikanlılardan biri, odanın tavanında asılı olan ampulü kendi ağzına tamamen sığdırabileceğini iddia eder. Evet yanlış okumadınız, bildiğiniz 100 mumluk ampulü. Ve sığdırır da. Ancak bir sorun vardır. Ampulü ağzından geri çıkaramamaktadır. Öbür arkadaşı hayret eder, o da evdeki başka bir ampulü ağzına sokar ve tabi ki o da çıkaramaz. Bu iki kafadar hastanenin yolunu tutmaya karar verir. Ağızlarında ampul olduğu halde bir taksiye atlarlar. Konuşma zorluğu çekerek güç bela taksiciye dertlerini anlatırlar. Taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da "nasıl olur abi ya, uğraşsanız çıkar, bir asılın şöyle, şaka mi yapıyonuz ?" diye söylenmektedir. Neyse akşamın bir yarısında acile gelirler. Taksiciyle ayrılırlar, doktorlar çocukları beklemeleri için bir odaya alır. Veeee aradan 15 dakika geçmeden taksici kapıda görünür, ağzında ampulle. Amcam çocuklara inanmamış, açık olan bir marketten ampul almış ve denemiştir !!

Öpücük  


Çoğu zaman pek çok şeyi çocuklardan öğreniriz. Bir süre önce, bir arkadaşım, 3 yaşındaki kızını, bir rulo altın renkli kaplama kağıdını ziyan ettiği için cezalandırmıştı. Durumları iyi değildi ve kızının kağıtları, ağacın altına koyacağı bir kutuyu süslemeye harcaması onu çok sinirlendirmişti. Buna rağmen, küçük kız, ertesi sabah hediyeyi babasına getirdi ve " Bu senin için babacığım" dedi. Arkadaşım, gösterdiği tepki icin kendini suçlu hissetti, ama kutunun boş olduğunu görünce için için sinirlenmekten de kendini alamadı. Kızına bağırdı: " Birine bir hediye verdiğin zaman içinin dolu olması gerektiğini bilmiyor musun? " Küçük kız babasına yaşlı gözlerle baktı ve söyle dedi: " Ama babacığım, kutu boş değil ki. Ben kutunun içine öpücüklerimi üflemistim. Hepsi senin icin babacığım.” Babanın içi paramparça olmuştu. Kızını kucakladı ve onu affetmesi için yalvardı. Arkadaşım bu altın renkli kutuyu yatağının baş ucunda yıllarca sakladığını anlattı bana. Ne zaman cesaretini kaybetse, kutunun içinden hayali bir öpücük çıkarıyor ve onu oraya koyan çocuğunun sevgisini hatırlıyordu. Gerçek anlamda bakmak gerekirse, herbirimiz arkadaşlarımız ve ailelerimiz tarafından bize sunulan karşılıksız sevgi ve öpücüklerle dolu altın renkli kutulara sahibiz. Dünyada sahip olabileceğimiz daha değerli bir şey olamaz.

Isim Degisikligi

Adamin biri ismini degistirmek icin konsolosluga basvurur. Masa basindaki memur sorar:
- Adiniz beyefendi?
Adam:
- Erkeklerden hoslanan delikanli
Memur:
- Isminiz ne olsun?
Adam:
- TOP

Adam değiliz
Trabzon da bir asker ocağında komutan bağırmış :


-Oradan üç adam gelsin de bana yardim etsin!
-Ses yok!
-Üç adam gelsin dedim.
-Ses yok
-Bana bakin! Üç adam gelsin dedim!
Askerlerden biri çıkışmış :
-Komutanım, biz adam değiliz, biz Laziz Laz

Ağanın Biri

Aganin biri dunyayi gezip goreyim demis. Her yolculugundan sonra koyluyu, kahvede etrafina toplayip, gezip gorduklerini anlatirmis ki marabasinin da vizyonu genislesin.

Yine bir yolculuk sonrasi kahvede koylusunu etrafina toplamis. Koylu baslamis sormaya
 

- Agam bu sefer nere getti?

- Afrike ye getmisem

- Agam efrike de ne yaptin?

- Safari ya cikmisem.


- Hele bu sefari ne ola ki?


- Hele arabaya biniysen. Araziye ovaya cihiysen,nerde bi heyvan goriysen, pesinden arabayi suriysen. Heyvana yetisip tufek ile vuriysen.

- Agam sen hicheyvan vurdiin?

- Heee vurdim

- Ne vurdin?

- Zebra vurdim

- Agam hele bu zebra ne ola ki?

- Esegi biliysen?

- Hee..

- Aha, esegin siyah beyaz cizgili olani

- Abov..Agam baska ne vurdin?

- Zurefa vurdim.

- Hele bu zurefa ne ola ki?

- Esegi biliysen?

- Hee..

- Aha, esegin bacak! lari iki metre, boynu 3 metre olani

- Abov..Agam baska ne vurdin?

- Gergedan vurdim.

- Hele bu gergedan ne ola ki?

- Esegi biliysen?

- Hee..

- Aha, esegin derisi biraz kalin olani, bir de burnunda iki tane boynuz vardir

- Abov..Agam baska ne vurdin?

- Kobra vurdim?

- Agam bu kobra ne ola ki?

- Esegi biliysen?

- Hee.

- Esegin aleti biliysen?

- Heee

- Aha, onun 4 metre olani. Ama esek yoktir.

GENEL EV ( Gerçek Olay )

Adana genel evi önünde taksicilik yapan amcayı mahallenin yeni yetmeleri kandırıyorlar yalvar yakar edip ve bir kaç şişede rakı hediye edince yaşları tutmayan genç grubunu geneleve sokyama çalışıyor taksici. E kapıda aksi mi aksi bir de bekçi olunca işler epey zorlaşıyor, yine rakı hediyeleri, yine yalvarmalar....  Bekçi razı oluyor ve kurban bayramı sabahı getir gençleri diyor. Gençler hevesli, bunca yıldır duydukları mekanı görecekler v.s vs. (öte tarafını da siz tahmin edin). Sabah namaz sonrası taksici bunları genelevin Kapısında bırakıyor. Kapıda bir kuyruk ki sormayın gitsin. Gençler taksiden inip, bekçi ile bir selamlaşıp sıraya girmeden küt giriyorlar kapıdan içeri. Sıradaki kuyruk homurdanıyor, sesi yüksek çıkanlar itiraz ediyor.

 "Olur mu ya böyle hem sıra bekletmedin, hemde yaşı tutmaz gençleri aldın" diye bekçiye  ver yansın.

Bizim bekçi de zaten aksi başliyor bağırmaya...

Bunlar o... çocukları. Bayram sabahı analarının elini öpmeye geldiler.Size ne ulan. !!!!...

                         rahibe

Adam otobüste ön koltukta otururken yanina çok güzel bir rahibe oturmus. Adam biraz sonra dayanamamis rahibeyle laflamaya baslamis ve "sizinle deli gibi sevismek istiyorum" demis adam ,rahibe "kesinlikle imkansiz ben tanriyla evliyim" demis ve bir daha da konusmamis ve ilk durakta inmis..Adam kendi kendine lanet okurken otobüs söförü "Bayim konusmalarinizi istemeyerek de olsa duydum, ben bu rahibeyi taniyorum onunla sevismek için bir yol daha biliyorum.Ve cok sanslisiniz bugun persembe rahibe de her persembe gecesi geceyarisi mezarliga gider ordaki Meryem ana büstünün önünde tanriya dua eder sen de geceyarisi orda olup üstüne çarsaf giyip birden bire ortaya çikarsan seni tanrinin görüntüsü sanip hiçbir istegine karsi çikmayacaktir." Adam sagol demis ve gece mezarliga gitmis biraz sonra rahibe gelmis dua etmeye baslamis .. adam birden ortaya çikmis.. "kizim evladim ben tanriyim" demis rahibe ayaklarina
kapanmis ...........adam "simdi bana ask yapmani emrediyorum" demis.. Rahibe "peki ama ben bakireyim sadece arkadan olur" demis ve arkasini dönüp cübbesini kaldirmis.Adam da bi güzel becermis rahibeyi ve isibittikten sonra muziplik olsun diye çarsaflari atip baslamis "ben tanri diilim ben bugün otobüste senden isteyen adamimmmm!" bunu duyan rahibe adama dönerek "ben de rahibe degilim zaten , otobus soförüyüm!"

Tatil bitti

Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış.

Şiir
Genç edebiyat öğretmeni güneydoğulu öğrencilerine "Çanakkale" şiirini doğru okutmaya çabalamaktadır. Ancak özellikle "BASTIĞIN YERLERİ TOPRAK DİYEREK GEÇME.TANI! DÜŞÜN,ALTINDA BİNLERCE KEFENSİZ YATANI !" dizeleri öğrenciler tarafından istediği gibi okunamamaktadır.
Sonunda dayanamayıp, öğrencilerine:
-bu dizeleri duyarak, yüreğinden okuyacak biri yok mu içinizde? der.
Arka sıralardan bir öğrenci yavaşça ayağa kalkar,
okumaya başlar:
"ULA! NE BASIP GEÇİYSEN? GÖRMİ MİSEN,BİLMİ MİSEN ORDA KAÇ MEFTA YATİ!..
Şok  
Sekreterlik için müracaat eden kizlardan biri, patronun odasindan içeri girip, üzerindekileri çikarip, sütyen ve kilotla kalinca, patron afallayarak sorar:
- Bu da ne? Ben sekreter ariyorum, film yildizi olacak bir kiz degil.
Kiz gayet piskin:
- Biliyorum, benden referans istemeyecek misiniz?
- Evet.
- Iste ben de, referansimi siz istemeden önce sundum.
Patron isi alaya vurur:
- O zaman sütyenle kilota ne gerek vardi?
Kiz:
- Bana kalsa, onlari da giymeyecektim, ama sizin şoke olmanizdan korktum.
 
  Bugün 6 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol